Dillerim lâl oldu konuşmak zamanı sustum
Cesaret zamanı tizlerle bağırmalıyken pustum
Şefkat lazımdı bize ama belki kin kustum
Zıttı olsa ne olurdu? Bilemeyeceğiz dostum
Kefen beni örtmeliydi açıldıkça saçıldım
Siyahları kendimce toz pembe anımsadım
Sert bir yağmur gelip gözüme çarpmadıkça
Kendime gelir miydim, bilemeyeceğiz dostum
Minik minik böcekleri kendi yürür sandım
Kuşların uçuşunu kanatlara bağladım
Belki bu denli tefekküre dalmayaydım
Tanır mıydım Allahı, bilemeyeceğiz dostum
Tıpış tıpış gittiğim yoldan da döndüm
Olanlara ya sağır ya da belki kördüm
O beni sevmese der miydim “gördüm”
Galiba bunu hiç, bilemeyeceğiz dostum.