Sana bir hikâye anlatayım recin.


Günün birinde bir adam acı çektiğini fark eder ve buna binaen nasihat almak için bir bilene başvurur. "Ruhum sıkıştı, beni bundan kurtar" der.


Bilge şöyle bir bakar, " önce bir anlat bakalım, kahin miyim ben? "


Adam başlar sıkıntısını, derdini anlatmaya. Bilge dinler, dinler, ruhunda açılan boşluğu görür.


"Sana yardım edebilirim ama sabırlı olman gerek" der..


Adam kabul etmez, acele etmesini bekler, onu sıkıştıran şeyin ne olduğunu söylemesini ister.


Bilge buna karşı çıkar, "bunu benden duyarsan artık bir anlamı kalmaz, sen kendin keşfetmelisin o yüzden sabret ve anlatmaya devam et. Sonra ben sana seni anlatacağım " der.


Adamın hoşuna gitmez bu. Huysuzlanır. Ruhunda onca yıldır açılan yarayı bilge bir sözle kapatsın ister, buna inanır, bu yüzden gelmiştir. Bekleyecek ne vakti, ne de sabrı vardır. Ruhunda bir yarası olduğunu bilir fakat alıştığı o hayata, işlerine dönmeyi ister.


Eli kopsa hastaneye koşar da insan, ruhu kan revan içinde olsa umursamaz. Göremediğini anlamlandıramadığından zahir..


Bilge adamı şöyle bir süzer, adamın ruhunun derinliklerine dalar. Yaralıdır ve her yeri kan içinde görür onu.


Düşünür, " ne yapmalı?"

Bekle desen beklemez, ee bu işler de aceleye gelmez ki, öylece git desen vicdan el vermez.


Sonra karar verir, "öyle bir şey söylemeli ki hiçbir şey yapmasa sadece bu söze bağlansın, edip etmeyeceği de ona kalsın."


Adama döner ve "peki" der, "sana bir şey söyleyeceğim bunu yapsan sana yeter."


Adam heyecanlanır, "söyleyiniz"


"Biricik benliğine saldırmadığı sürece hiçbir söze alınma, bunlar dışında kalanlar ile eğlenmeyi de bil."


Adam ne dediğini anlayamaz fakat ısrar da etmez. Oturduğu yerden kalkıp kapıya yönelir.


Bilge ardından seslenir:


"Değerini ödemedin? Borcun şu kadar"


Adam şaşırır, "Para mı? Bir nasihate bu para çok değil mi?"


Dikkat et recin, bence asıl nasihati burada verecek.


"Evladım, benden kendinin keşfetmesi gereken şeyi keşfedip sana sunmamı istiyorsun. Sabır etseydin bunu zaman ile ödeyecektin, madem acelecisin ücretini parayla ödeyeceksin."


Adam anlamaz ama itiraz da etmek istemez "Peki, neden bu kadar çok?"


"Çünkü" dedi Bilge, "Benim öğrenmek için karşılığında verdiğim zamanımı sana bir dakika da anlattım. Bu yüzden ne kadar çok ödersen o kadar çok anlarsın."


Hikaye biter.


- Güzel hikaye efendim. Bilgenin sanıyorum bu paraya hiç ihtiyacı yoktur. Zaten hiçbir bilge bunu para kazanmak için yapmaz.


Çok haklısın.


-Peki karşılığında para istemesi sizce neden olabilir?


Çok sade aslında recin, çünkü insanoğlu emek vermeden, bedava ulaşabildiği hiçbir şeye kıymet vermez.