Yukarılara bakmak neden bizde özgürlük hissi uyandırır?
Belki de "yukarı"nın bizden uzak olmasından dolayıdır. Çünkü kendimizi özgür hissedemeyiz çoğu durumda. Bir eve hapsolmuş, bir şehre hapsolmuş; bir ülkeye hapsolmuş, bir dünyaya hapsolmuş hisseder insan kendini. En başta da kendi bedenine hapsolmuş hisseder.
Bu hapsoluşlar, kısıtlayıcılar insanı huzursuz eder. Öyle ki, bir kaçış yolu arar istemsizce insan. Ne yazık, bulamaz.
Ne yaparsa yapsın, hapsedilmiştir bir şeylere. Kendini arı bir biçimde, olduğu gibi kavrayamaz. Hep bir şeylerin dolayımı ile ulaşır kendi benliğine.
Varoluşa geldiğinden beri böyledir durum, prangalarla kuşatılmıştır bilinç. Bundan bilinçli olarak tek kaçış yolu ise intihar eylemidir belki de. İntihar, insanın kendi iradesiyle kendi benliğine
-ve de köleliğine- bir son vermesidir bir bakıma.
Ama burada önemli bir soru çıkıyor karşımıza; intihar etmek gerçekten "bilinçli" bir karar mıdır? Elbette çeşitli psikolojik sorunlardan dolayı bireyin bir "buhran hali" içerisinde intihar etmesinde bilinçli bir edim söz konusu değildir. Peki, sakin ve de muhakeme yapabilen bir kişinin aldığı intihar kararına ne demeli? Buna da mı anormal durumların bir sonucu diyeceğiz?