Süleymanın suçu yok

Tenini terk etmeye hevesli yetimliğiyle gür

Saçı, sakalı, bitmeyen tüyleri

Süleyman bir tapınak hayal ederken

Bir de hayvanlarla dua ederken büyük görünür


Güneşe bakar o

Aha yıldız der

Kavgaya giderken kalbimi büküyor

Davulun sesini koklar

Bu benim derim mi? Der Davut’a

Semahta terse döner 

Hakkıdır

Süpürgeciler gelsin der

Bir kupon tutturalım 

Burnumu kırdırıcam

Anneme ev almak istiyorum repine sokayım

Kasa basalım ben yine bir fayansın annesi olucam der alnımla der

Kader der

Dert der

Yeter der

Arama geçmişini görseler hadım ederler Süleymanı


Pasaportu tamam ama kimliği suç

Nasırlı piçe bak

Jilet biriktirmiş gitmek için

Bir gemi bulmuş salonda

Boyunu kapı pervazına işaretlemiş

Büyümüşüm lan demiş sonunda

Ben de bir ağaca çapa oldum


Kapı kök salmış suçu bu

Hiçbir yere gidemez artık

Kendi çabamla boğuldum