“Senin hakkında her şeyi biliyordum. Her alışkanlığını, her kravatını ve her elbiseni tanıyordum, tanıdıklarının kim olduğunu kısa zamanda öğrenmiş ve aralarında ayrım yapmaya başlamıştım. Onları hoşlandıklarım ve bana itici gelenler diye kategorize ediyordum: 13 yaşımdan 16 yaşıma kadar her saat sende yaşadım… Ah, ne delilikler yaptım bir bilsen! Elinin değdiği kapı tokmağını öptüm, evine girmeden önce fırlatıp attığın bir puro izmaritini çaldım ve onu, dudakların değmiş olduğu için, artık kutsal bir nesne saydım.”
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Stefan Zweig
Yayınlandı
lâl ✨
2021-08-31T23:53:46+03:00Paulo Coelho’nun yazdığı Simyacı kitabında da geçtiği gibi “insan sevince, nesneler daha çok anlam kazanıyor..”
gareth
2021-08-30T19:14:49+03:00Bu kitapta bilinmeyen kadınımızınki bence aşk değildi. Bir hayranlık mı, takıntı mı desem bilemedim. Veya karşılıksız olan aşkın seven kişi bakış açısını anlatmış... güzel kitaptı
Reyhan Polat
2021-08-30T14:47:07+03:00Aşkı çok farklı bir açıdan öyle vurucu anlatmıştı ki... Acaba aşk bir karşılığı, bilinirliği olmadan daha mı gerçektir? Daha mı vardır o bilinmeyen kadın? Çok sevdiğim öykülerindendi. Teşekkürler paylaştığınız için.