Bir sığınak arıyorum… Ya da bir liman. Bilmiyorum. Arıyorum bir şeyleri, ama bulamıyorum. Galiba ne aradığımı bilmediğim için bulamıyorum. Bulmaya çalıştığım her an karşıma çıkan koca bir boşluk. En derinliklere kadar gidiyorum, zifiri bir karanlığın içinde. Belki bulurum umuduyla… Ama ne bulduğumda mutlu olacağımı tam kestiremiyorum. Belki de çoktan buldum, ama "Bu değil," diyerek arkamda bıraktım onu. Ne arıyorum ben?

Herkesten uzak, huzur bulabileceğim bir yer. Başta "sığınak" ya da "liman" dedim ama önemi yok. Aradığım şey huzur. Maddenin ne olduğunun önemli değil. Sadece hiç kimsenin beni yargılamadığı, geçmişin gölgelerinin ulaşamadığı, geleceğin kaygılarının dokunamadığı bir yer. Sadece benim var olduğum, kendimle barışabildiğim bir alan. Kendimle tartışmalara girebileceğim, kavga edebileceğim, ama işin sonunda yalnızca büyüyebileceğim ve gelişebileceğim bir yer.

Hayatımı, yaşantımı umursamadan, saati ve zamanı düşünmeden sadece manzaranın tadını çıkarabileceğim bir yer. Maddi âlemde olmayan, yalnızca bende var olan. İçimde, en derinlerimde saklı bir hazine. Benim hazinem. Ne zamanın, ne saatin, ne de takvimlerin varlığı… Hiçbirisi yok. Yalnızca nefesimle ölçüyorum orada hayatı. Benim hükmümde olan bir işleyiş.

Peki, “İnsan kendi içinde olan bir yeri neden ve nasıl arar?” Doğru bir soru. Belki de sanıldığı kadar kolay değildir.

Yolumu kaybediyorum ararken. Korkularım, kırgınlıklarım, hiç bitmeyen iç sesim önüme duvar örüyor. Geçmişin izlerinden kaçarak gitmeye çalışıyorum. Kaçmayı başarsam da bir yol ayrımında, beni beklerken buluyorum gelecek kaygılarını. Bir şekilde onu da aşsam, hayatın acı gerçekleri ve dertler yolumu bir çığla kapatıyor. Herkes ve her şey huzuru bulmama engel olmaya çalışıyor. Galiba benim de herkes gibi olmamı istiyorlar. Depresif, sinirli, mutlu olmayan biri…

Benden de hayatın dertlerini ve sıkıntılarını sırtlayıp, nereye gittiğimi bilmeden yürümemi istiyorlar. Çünkü farklı olmayı aykırılık sayıyorlar. Gülmek, huzurlu olmak ve mutluluğa dair her şeyi taşkınlık. Güzel bir şeyi düşünmek bile suç teşkil ediyor.

Yine de biliyorum o yere ulaşacağım. Aslında o yer, herkeste var. Kimsenin dokunamıyor ve tamamen size ait. İçinizde, bir yerlerde saklı. Ve biliyorum, gerçek huzur o yeri keşfedip, kendinizi orada sevebilmeyi öğrenmekte saklı. Tabi herkes gibi olmamayı göze alabiliyorsanız…