Havada,bir zamanlar yeşillikleriyle övünen

Yaprakların sararmış,parçalanmış 

Düş kayboluşlarının hüznü var.

Gökyüzü olanca hiddetini kusmakta

Yeryüzündekileri kendine getirmek ister gibi.

Ama açmış şemsiyesini Adem,

Kayboluşların cazibesine kaptırarak kendini,

Atıyor adımlarını kararlı,boynu biraz da bükük

Ellerinde soyundan gelenlerin günahları dolu poşetler,

Gökyüzünden damla damla gelen telkinleri,

Kulak ardı ederek.

Attığı her adım tanıtır sevdiklerini,

Her tanıma da mesafenin rehberi.

Hiç durmadan devam ettiği bu yolda

Çok öldü,çok öldürdü

Kimi zaman acının pişmalığıyla kıvranırken

Daracık sokakta,

Kimi zamansa zevk aldı yarattığı acılardan.

Eh, böyledir Adem 

Her şeyi ister ama ne istediğini bilmez.