kalabalık seni taşımaz

sallanırken bacağı

kelimeler pay edilirken masanın

sana "hep" düşer

hep susmak


ellerini metrekaresi belirli alanda

sadece yukarı kaldırabilirsin

ileri uzatma sakın, ellerini duyamayabilirsin

bulutları yakalamak serbest sana

hands up, hikayelere konu olabilirsin


içinde kar gibi bir gerçek var 

gözleri kör eden

fakat sen sadece ah sesini duyabilirsin 

onları gözlükleri korur acısından ve acından

bu karla sadece kendini incitebilirsin


payına düşeni kabullenme vakti ziya

hep diyorum, anla 

şimdi tam vakti 

sesinde yankılanan imdatları silmenin


mevsim şart değil, 

soğuk havada otobüs duraklarında tıklım tıklım

günaydın diye bir kelime olduğunu unutabilirsin

sabah yeterli unutmak için


sabahlar tam vaktidir 

sesinde yankılanan imdatları silmenin

günaydın ne demek ziya, bilir misin?