Korkuyoruz. Kişisel verilerimiz çalındı, satıldı, paylaşıldı vb iddialarını sık sık duyuyoruz. Bilişimde etik, internette etik istememiz gerekiyor. Önce bakalım etik neymiş.
Etik, Yunanca ethos'tan gelen bir sözcük. Wikipedia tanımıyla, ahlak felsefesi, doğru davranışlarda bulunmak, doğru bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiği. Etik ahlaktan farklıdır. Ahlak vicdanı ve teolojiyi ilgilendiren bir yapı iken etik tamamıyla insan kökenlidir, vahiy izi taşımaz örneğin. Ahlak töreye, kültüre, dine göre yöresel farklar gösterebilir, etik evrenseldir.
İnsan eylemlerinin arka planında "iyi" yoksa etikten sözedilemez. Çok sık duyduğumuz Tıp etiğini düşünerek konuyu daha iyi anlayabiliriz. İnsancıl bir yaşam için kendimizden başlayarak sevgi ve saygıyı yaygınlaştırmak gerek. Bunun için karşımızdaki dinlememiz, anlamamız, düşünmemiz gerek. Bilgi, görgü ve ahlak seviyesi düştükçe insanlarda artan bir hamlıkla yüzyüze geliyoruz. İnternet ortamı da bu hamlıktan nasibini alıyor.
Kendimizden başkasına da saygı duymak etik bir dünya idealinin olmazsa olmazı. Peki bilişim teknolojileri ne getirdi?!! Neyle ilgilendiğimizi, her hareketimizi izleyen, kaydeden algoritmalarla yaşıyoruz. İçerik olarak ve genellikle reklam olarak karşımıza çıkanlar bu algoritmaların sonucu. Siyasi olarak da etki yapabilme kapasiteleri var.
Korkmalı mıyız? Aslında ben korkuyorum. Orwel'in 1984ü, büyük birader aklıma geliyor. Herşeyinin bilindiği bir dünya, algı oluşturma, yönlendirme korkutuyor. Özgürlüğümüz de sanalleşiyor gibi. Tüm bu gelişmelere rağmen insanlık bu sınavı da geçecektir. Etik bir dünya ideali önümüzde duruyor ve gerekli önlemler alınmaya çalışılıyor. Henüz herşey karmakarışık, vahşi. Ama umut var.