"Onda yılandaki kurnazlıktan hiç iz yoktu ama güvercin kadar da saf sayılmazdı. Kendisine henüz o şüpheli elma sunulmamış olan masum, lekesiz insanoğlundaki o şaşırtıcı dürüstlüğün yanı sıra bir ölçüde akıl ve anlayış sahibiydi. Okuması yazması yoktu ama güzel şarkı söylemeyi bilirdi. Tıpkı okuması yazması olmayan bülbül gibi o da bazen şarkılarını o anda içine doğduğu gibi söylerdi.”

Amerikalı yazar Herman Melville’in kaleme aldığı bu eser ile tanışmam, önerilerine önem vererek izlediğim bir kişinin tavsiyesi üzerine oldu. Billy Budd; dilinin çok akıcı olması, anlatılan kişilerin açık ve net şekilde tasvirlerle bize aktarılması, olay örgüsünün basit olması gibi faktörleri göz önüne alırsak çok kısa sürede okunabilen, keyifli birkaç saat geçirmenizi sağlayacak kitaplardan biri olabilir.

Melville, bu son eserinde, hikâyenin kahramanı denizci Billy Budd’ın haksız bir şekilde ölüm cezasına çarptırılmasının trajik hikâyesini anlatır bize. Bu sürece gelene kadar gençlik, dayanıklılık, iyilik, kötülük, masumiyet, yardımseverlik, ikiyüzlülük, insan hakları, doğallık ve barbarlık konularına zaman zaman dokunarak hikâyeyi sürükleyici kılıyor.

Küçük bir bilgi: Billy Budd, 1951 yılnda Benjamin Britten tarafından dört perdeden oluşan bir operaya, 1962 yılında ise yönetmen Peter Ustinov tarafından beyaz perdeye uyarlanmış.

Keyifli bir okuma dilerim.