İletişim kurmayı bilmeyen, kimseyle iletişim kuramayan bir kız çocuğuydum. Şimdi iletişim üzerine eğitim verip yol gösteriyorum.

Erkeklerin sevmediği bu ne biçim kız diye baktığı kızdım, şimdi erkeklerin peşini bırakmadığı, çokça hoşlandığı kızım.

Hiç gelişmemiş aptal gibi sadece hayallerde yaşayan bir kızdım. Şimdi çok gelişmiş insanlara kendisini geliştirmesi için yol gösteren bir kızım.

Hiç arkadaşı olmayan, arkadaşı kimsesi yok diye ağlayan bir kızdım. Şimdi her gün konuşabileceği gerçekten seven arkadaşları olan bir kızım.

Eskiden intihar etmek istediğinde kimsenin umursamayacağı, umursar görürse vicdanen umursayacağı kızdım, şimdi insanların intihar etmesin diye dakikalarca konuşmalar yaptığı yalvardığı, ölmesin diye ağladığı kızım.

Eskiden hiçbir yemeği öyle yapamayan, hepsini bir şekilde berbat edip tutturamayan bir kızdım, şimdi kendi kendine tarifler yaratan, her çeşit yemeği yapıp deneyebilen bir kızım.

Eskiden hiç kitap okumayan, kitap okumanın anlamını bilmeyen bir kızdım, sonrasındaysa sınıfta binada en çok kitap okuyan kız oldum.

Eskiden bir türlü depresyondan çıkmayan, her gün ağlayan bir kızdım. Şimdi ise insanlara kendini nasıl iyileştirmesi gerektiğini öğreten bu konuda bilinçlendiren bir kızım.

Eskiden bazı dönemler her gününü bomboş geçiren, sürekli şarkı dinleyip, yürüyüş yapıp, hayal kurmaktan başka bir şey yapmayan bir kızdım. Şimdi her hafta farklı bir etkinliğe katılan, bir sürü eğitimler seminerler almış hâlâ da fazlasını alan bir kızım. 6 ayda 20' den fazla seminere katılmış bir kızım.

Eskiden tek başına ilçeye gitmeye korkan kızdım, şimdi tek başına bütün işlemleri yapıp başka şehire gidip gelen kızım.

Eskiden, kimsenin konuşmadığı iletişim kurmadığı bir kızdım, şimdi iletişim kurmak için sürekli mesaj atılan aranan buluşulmak istenen kızım.

Kan değerlerini 6 yıl boyunca düzeltemeyen, ne yapsa olmayan bir kızdım. Şimdi kan değerleri en iyi halde, zirvede olan bir kızım.

Beyin hastalığıyla öyle mücadele etmenin yolu olmadığı söylenen, her gün binbir hastalık belirtisi yaşayıp ilaçlar olmadan ayakta duramayan kızdım, şimdi kendini iyileştirmenin çeşit çeşit yolunu bulmuş, ilaçlar olmasa da iyi olmayı başarabilen bir kızım.

Stajı bitiremeyeceğini, yarıda kalacağını söyleyen bir kızdım kendime. Şimdi ise stajı %100 başarıyla bitirmiş bir kızım.

Psikolojik hastalığıyla tek başına savaşamayacağı, kendini asla tek başına iyileştiremeyeceği başka başka doktorlar tarafından söylenen kızdım. Şimdi kendi kendini iyileştirmeyi başaran, doktorun her iki hastalığı içinde anlat ne yaptın da bu kadar iyi olabildin neler yaptın konuşalım dediği seviyeye gelmiş bir kızım.

Vb daha onlarca şey...

Kendime bazı zamanlar hiçbir zaman inanmadım. Bazense deli gibi inanıp hallederim dedim.

Ne olursa olsun, bazen düşüp, bazen ertelesem de, bazen yarıda bırakıp aralar da versem, her zaman kalkıp o yola tekrardan devam ettim. Çoğu zaman umutsuz düştüm.

Hâlâ öyle umutlu bir kız değilim. Hâlâ birçok konuda ciddi çelişkilerde, ciddi umutsuzluklardayım.

Hâlâ bazı zamanlar tek düşündüğüm şey kendimi kesmek, ölmek.

Hâlâ bazı zamanlar tek düşündüğüm ağlamak ya da uyuyup durmak.

Ama yine yola devam ediyorum. Başka çarem olmadığı için de, mecbur olduğum için de.

Ama en çokta, bunu hak ettiğime, böyle yitip gitmemem gerektiğine olan inancımdan.

İnsanlara umut olabildiğimden, yol gösterebildiğimden ve daha çok insanın elini tutabileceğimi bildiğimden yola devam ediyorum.

Hâlâ hayatı var edebileceğime, bu dünyada her şeye rağmen yaşanabileceğini de göstermek istediğimden devam ediyorum.

Hayatın, beklediğimiz kötülüklerden karanlıklardan ibaret değil, hiç beklemediğimiz aydınlıklardan, hiç beklemediğimiz güzelliklerden de oluştuğunu gördüğümden devam ediyorum yola.

Daha çok ruha kalbe dokunup, beraber bir şeyleri değiştirebileceğimizi bildiğimden devam ediyorum yola.

Bu yazı sana, hayatta tutunabilmen için de bir ışık olsun.

Beraber yürüyelim.

Halledebiliriz, halledeceğiz.

Her şeye rağmen, herkese rağmen.

~Fehmekar