Bin kara atlının nalsız sesleri
Atakama’nın dingin toprağında
karışıyor binlerce kum zerresi
Toynakları toprağa darbeler indirdikçe
Toprağın altı binlerce adım yankısı
Binlerce gürültünün binlerce adı
Her bir adın bin acısı
Hatırla Kazablanka’da yağmur yağmıştı
Bir istasyonda bir adam
binlerce insan ve binlerce savaş yankısı
bir kadını beklemişti, işte
o gün çöle bin yağmur yağmıştı
Binlerce el bir vedaya sallanmıştı
İşte o gün
Bin kara atlı Fazıl kamburlu birini çiğnemişti
Kamburunda bin tasa bir şifa
Atakama gibi usulcaydı o biri
Toprağın üstü binlerce tozlu nalsız yankı
Altı binlerce adım yankısı
Binlerce gürültünün binlerce adı
Her bir adın bin acısı
Yalnızca Atakama ve Kazablanka’nın
duyduğu bir gürültülü acı
Dolunay çöktü çölün çiğ düşmüş tozuna
Ne bin savaş yankısı ne binlerce kara atlı
Duymuyordu bu çaresiz ama birbirine sarmaşık iki ruh
Tüm binler ve birler gömülmüştü
bir vedanın ıslak gözlerine
Yalnızca bir istasyon bir adam
Bir bekleyiş ve içinde bin veda
Büşra
2021-03-14T01:29:32+03:00teşekkürler Meryem:)