Bir ağaç, oysa bir ağacın dili olsa neler anlatırdı bize.

Orada duruyorsun; saatler, günler, aylar yıllar geçiyor. Durduğun yerden her şeyi izliyorsun. Belki bir köpeğin saatlerce yemek arayışını, iki sevgilinin aşkını ya da ayrılığını, bir çocuğun mutluluğunu, yağmuru, karı, kızgın güneşi hepsini hissediyorsun; görüyorsun ama konuşamıyorsun, müdahale edemiyorsun.

İşte bazen kendimi bir ağaç gibi hissediyorum, sanki hayat akıp gidiyor, insanlar koşuşturuyor, herkes bir yerlere yetişiyor, duygular yaşanıyor, anılar birikiyor ama sen olduğun yerde öylece kalıyorsun gibi. Gövden olgunlaşıyor, yaşlanıyorsun. Etrafında çok ağaç var ama sen hep yalnızsın. Zaten herkes yalnız değil midir bu dünyada ufacık da olsa?