hiç olacağının korkusu gecenin bi saatinde

yine kapını çaldı

sana getirmiş bir buhran bi kağıt bi kalem

alıp içeri geçtin yazmak için oturdun

yazarken

yaralarından yararlandın


kağıdı inciteceğini bile bile

yaralarından yararlandın yine


sıkıştırmışsın kendini

yaşadıklarını, yaşayacaklarını

sıkıştırmışsın

var olmak ve hiç olmak arasına.

koca evren basitleşmiş gözünde

hiçliği kabullenince


tam şu an ise

var olmanın gizlice cebine koyduğu bir haz

yakalıyor bedenini kıskıvrak

cebinden taşıyor

bedeninden fışkırıyor

bu haz


bu hep böyle mi sürecekti,

küçümsedin mi kendini

bilmiyordun varlığın daimi süreceğini

hiçliğin hiçliğini


sana bakınca

yaşadıklarının hepsi

bir aldanış bin çırpınış sanki.