Gidiyorum...
Akıl ve mantık düzleminde belki de ayrılmamam gereken, içinde kalmaya devam etmem beklenilen tüm yerlerden ve onların insan gözüyle görülemeyecek kadar ince ve ince olduğu kadar da sinsi çerçevelerinden çıkarıyorum kendimi
Azlediyorum o görünmez parmaklıkların içinden tüm mevcudiyetimi
Ve gidiyorum hepsinden
Nereye gittiğimi bilmeden…
Çıkarıyorum ve azlediyorum kendimi, tüm mevcudiyetimi olanca şeyin içinden ve yola koyuluyorum
Avareden hâllice gezinip duruyorum
Rotam yok
Varış noktam neresi haberim yok
Hedefim yok
Benim için derin manalar teşkil eden üstün bir amacım yok
Yok yok yok yok!
Sadece ''ben'' varım...
Bir de güzergâhı hakkında en ufak bir fikre ve içgörüye sahip olmadığım, buna rağmen ve bununla birlikte onunla olmayı seçtiğim ''yol'' var...
Ben ve yolum var...
Sadece yoldayım...
Gezinip ve de dolanıp duruyorum avareden hâllice
Arada ise duruyorum öylece ama durma hâlini çok da uzatmamaya çalışıyorum olanca gayretimle
Zira ne zaman dursam düşünmeye başlıyorum
İçinde bulunmakta olduğum gerçekliği tüm gerçekliğiyle daha bir algılar, duyumsar hâle geliyorum
Durumun vahametinin daha bir ayırdına varıyorum
Ve acıyor içimde bir yerler
Bir şeyler batıyor içime
Tüm içsel gücümü tüketiyor, vakumlarcasına çekip alıyor benden bu salt durma hâli
Elim kolum, her bir yerim görünmez düğümlerle bağlanmışçasına
Yitime uğruyor hareket yetim
İçimin ve kalbimin derinliklerinden bir şeyler sanki kayıp ve de yitip gidiveriyor
Etrafımda hüzün ve çaresiz hissedişler bataklığı beliriveriyor bir anda
Ve ayaklarım batıyor bir bir o bataklığa
Gittikçe batıyorum…
Bir anlığına durma gafletine düşmem; bu hayatta daha da aşağılara düşürüyor beni sanki
Çok şey götürüyor benden, getirdiği pek bir şey yok gibi
Dolayısıyla
Hemen silkeleniyorum ve yola devam etmek üzere olanca gayretimle itekliyorum bir kez daha kendimi...
İçten içe hissediyorum ki;
Salt durmak da yola dahil
Ve kesinlikle herkesin harcı değil…
Durma hâlinin iyiden iyiye yüzeye çıkardığı tüm o yoğun hislerle, tüm boyutlarıyla önüne koyduğu hayatının gerçekliğiyle iç içe geçercesine bir arada olmak, onlarla birleşmek, hemhâl olmak
Kolay değil…
Durmak, durmaya tahammül edip dayanmak
Belki de bu yolculuğun en zor parçası...
Yeterince durduğuma, daha fazlasına dayanamayacağıma içten içe kani olduğumda
Artık bu denli hissetmek yük olduğunda kalbime, içimin kıyılarına
Atıyorum kendimi oraya buraya
Avareden hâllice gezinip ve de dolanıp duruyorum orada burada...
Unutmak için
Halihazırda içinde bulunduğum, bizzat kendi hayatımın gerçekliğini
Yolculuğum esnasında kendimi bir anda çıkmaz bir sokakta buluverdiğimi ve ipim kopmuşçasına bir ileri bir geri volta atmaktan başka ne yapacağımı bilemediğimi
Ha bire salınıp durmaktan zaman zaman yorgun düşüşlerimi ve bulunduğum yere çöküp, dizlerimi kendime çekip öylece donmuş vaziyette sadece bekleyişlerimi
Tam olarak neyi beklediğimi bilmeden sadece ve öylece bekleyişlerimi
Problemlerimi
Hayatımın çok bilinmeyenli denklemlerini çözme konusunda gidiş yolumdan dahi puan alamayacak kadar sergilediğim başarısızlıklar silsilesini
Henüz hiçbirini tam anlamıyla sergileyemediğim ve mevcudiyetlerine dair beni artık şüpheden şüpheye sürükleyen hünerlerimi
Bana özgü hazırlanmış ve ilk defa tam yirmi dört yıl önce önüme konmuş bu hayat sınavımdan kuvvetle muhtemel kalıyor olduğum gerçeğini
Çocukluktan yetişkinlik denen bu zehirli varoluş hâline geçişimle beraber kendiliğinden bana eklemlenen huzursuzluk illetini
Bu zamana dek kalbimin topraklarında bir bir inşa edilmiş inanç kulelerinin hayat tarafından bir bir silkelenişlerini
Hayatın beni derinden ve inceden inceden silkeleyişlerini
Bir yerlerden bir şekilde içime güvensizlik, umutsuzluk tohumları serpilişini
Mana görme yetimin yitip gidişini
İyiden iyiye münzeviye evrilişimi
Bana benden ve Tanrı'dan başka hiç kimsenin yardım edemeyeceğine inandığımdan kendi yalnızlığımın içine daha da gömülüşlerimi
Kendimi kendi yalnızlığımdan açtığım çukurun içine gömüp üstümü boşluk ve manasızlık toprağıyla örtüşlerimi
Varoluşsal sancılar çamurundan yüzüme savaş boyası sürüp hayata dair hüsran ve kırgınlıklarımdan kendime kılıç ve kalkan yaparak hayatın bizzat kendisine karşı nafile bir mücadele ve başkaldırı içine girdiğimi
Ve daha nicesini
Unutmak için
Atıyorum kendimi oraya buraya
Avareden hâllice gezinip ve de dolanıp duruyorum orada burada
Zira salt durma hâli hiç de iyi bir dost değil unutma mefhumuna...