Sana geldim
Cebimde veda cümleleri,
Göğsümde umutsuzluk.
Başladığımız yerden bir adım ileri gidemedim ben.
Saçlarının karanlığına gömüldü,
Yarına dair kurduğum tüm düşler...
Ağzının kenarından dökülmeyi bekleyen
Zehirli yılanlar gibi kelimeler
Gözlerin namlusunu düşmana çevirmiş
Kızgın birer alev topu
Boynunda beni bekleyen binlerce tuzak…
Ellerin var, bir de ellerin
Savruldu mu denizlerimde fırtınalar koparan
Siperler ağzına kadar kan dolu
Boğazımı yakan bir ölüm havası
Matemi tutulmayacak bir askerin hatırası.
Günlüğünde şöyle yazılı:
“Güneş içimizi ısıtırken yürüdük bu yolu,
Çiçekler topladım saçlarına taç yapmak için
Birden gideceğimiz yere geldik
Önce papatyalar soldu.
Ardından ölüm kusmaya başladı yer ve gök
Çıldırmamak için saçlarına tutundum.”
Böyle dedi,
Adı bilinmeyen ve matemi tutulmayacak o askerin hatırası