İnsan gürültüde bir balığın sessizliğine, bir çiçeğin durupduruşuna, bir bitmeyen dizinin birbirini sıkıntıyla takip eden bölümlerine ve bazen de kendi aksine öylece aynada dalıp gitmek istiyor, bir donuk kare olmak istiyor. Sessizliğe, yalnızlığa, sakin olup öylece kalmaya ihtiyaç duyarken etrafın uğultusu en keskin sesiyle donuk kareyi parçalayabilir. Bu parçalamaya alışıp balık kadar sakin, sessiz bir şekilde etrafta yüzer gibi gezinmek insana bazen ihtiyaç oluyor. Nerede gürültü var oradan kaçıyor, kendini dingin denizlerde, sakin kıyılarda bulmak istiyor. Gürültülü bir yaşam ne kadar etrafını sarmışsa da buna dayanacak gücünün eksikliği onun yoksunluğu değil asla. Aslında bu gürültülü yaşamı insan seçmiyor, etrafında başıboş dönen hayat onu buna mecbur kılıyor.


Gereklilikler, sorumluluklar, insanlarla temas, arkadaşlıklar, aile ve dahası hayat insanı bir donuk kare olmaktan çıkarıyor. Zaten insan o çevrenin yoğunluğuna girdiği an kendi de o gürültülü yaşamın bir parçası oluyor ve diğer insanların huzurlu sakinliğini can yakıcı bir şekilde bozuyor. Hayatın bahşettiği gürültüye girdi mi sakinliği unutuyor, dingin huzuru yakalayamıyor insan.


Amaçlarım huzurlu sakinliği yakalamak değil midir hep? Evet evet, ben o huzurlu sakinliği seviyor, yakalamaya çalışıyorum. Hep peşinde koşuyorum ama sakinliğin peşinden koşuşum hiç de gürültülü ve hararetli değil. Çünkü sakinlik, huzur öylece önümde giderken etrafta saçılmış simler gibi kendinden eserler bırakıyor. Ben de koşarken o simler gibi saçılmış sakinlikleri, huzuru, sessizliği sırtıma yüklüyorum. Koşuşum onu yakalama kaygısında değil, onun eserlerinde yaşama kaygısında! Ben bir donuk kare olduğumda, aynaya öylesine bakıp kendime daldığımda yaşadığımı hissediyorum. Gürültüde kaybolduğumda, dışarının havasını soluduğumda, gezdiğimde değil; ben kendimi dinleyebildiğim, kendime dalıp gidebildiğim zamanlar yaşıyorum. Sessizliği seviyorum, etrafımda insanlar varken kendime ait alanımda oluşturduğum sessizliği seviyorum. Huzuru bir balık sessizliğinde yüzerken yakalıyorum.