Hüznüm gelmiş yine. En ağır konukmuş gibi kurulmuş yüreğimin baş köşesine.

Gece daha karanlık, karanlık daha da sessiz bu gece.


Geceyi çizdim kalbime.

Kırgınlıklarımı, öfkemi, ürkekliğimi birleştirdim geceyle.

En sevdiğim şarkıyı mırıldandım bir süre kendi kendime.

Sustum!

Gözlerimle anlatmaya çalıştım hislerimi. Dinledim sessizliğimde sakladığım çığlıkları. Kırık dökük kalbimle anımsamaya çalıştım eskittiklerimi.

Üzüldüm çoğu zaman, acıdı canım. Yüreğimin yüksek surlarının içerisine hapsettiğim kırıntılar yaktı daha çok canımı.


Paslanmış, unutulmaya yüz tutmuş hayallerimi döktüm eteklerime.

Hayallerimi süsleyen onca şey arasında aradım kendi ruhumu.

Kimi zaman bir sahil kenarında, kimi zaman bir sokak lambasının altında, kimi zaman da ömrünün son demlerini yaşayan bir evin kuytu köşesinde buldum benliğimi.

Artık uzamaktan sıkılan saçlarımın arasından dökülen ümitlerimi toplamaya çalıştım büyük bir telaşla.

Kaybettiğim, incittiğim her ümit için yas tuttum bu kez. İsyan ettim kendi ümitlerine sahip olamayan benliğime.


Neyse ki, gece yarısı şimdi. Kalbimde kaldırılması güç enkazın, gözlerimdeki yansımasıyla birlikte evimin yolunu tutuyorum bir kez daha.

Yine bir başıma, yine gözyaşlarıyla…


Vesselâm...


• Esma Canyurt