kim çaldı benim kalabalıklarımı

kim bıraktı bana bu bir başınalığı


yaşımdan çok otogarlardan geçtim

kalabalık uğurlanmalarım

ya da kavuşmalarım olmadı benim.

ucundan sevdim

ucundan sarıldım her şeye

ayrılığı kolay olsun diye.

bir senden hıçkıra hıçkıraydı gidişim.


yeryüzüne hediye diye bıraktığım her şey

ceza muamelesi gördü

ağlarken bile kilitlemediğim, çalınmayan kapılarım

kilitliydi kalabalık kutlamalara

geçtiğim her yerde bir parçamı bıraktım

parça parça yaşadım yeryüzünde


bazen ellerim acıdı ağır poşetlerden

bazen dizlerim ağrıdı kilometrelerce yürümekten

en çok da kalbim sızladı dünyanın hüznünden

kimseye naz etmedim.

sonra sen geldin bu bir başınalığa

sana da kıyamadım

yaslanmak istedimse de

bir gün gidersen dengemi bulamam sandım

yapamadım.


buldum dünyanın asabiliğinin nedenini

ama kimseye demedim

beş milyar yaşına da gelse dünya

hissediyor annesizliği

annesinin olduğu yerdir insanın evi

o yoksa her yerin misafiri

annelerin kederi de

bırakmaz kızlarının peşini

dünya da annesini erken yaşta kaybetmiş bir kız bebeği.


seni seviyorum ama

hazır mıyım bilmiyorum kalabalığına

korkuyorum beni yeryüzüne

aldatılan, terkedilen, unutulan

bir kadın olarak bırakmandan.

tüm kadınların baş ağrısının ağırlığını hissediyorum

kafamda

ve sevgisiz büyüyen tüm adamların yuva kurmadaki

çaresizliğini

ah tanrım!

henüz anne olmadan

tüm çocukların acısı da benim yüreğimde.

sen en iyisi mi bırak beni bu dipsizlikte.


aile de sensin, kimsesizlikte...

bulaştırma bedbahtlığımı ömrüne.