Sebepsizce kötü bir his yerleşti mi hiç içine? Bir gün sabah kalktığında bir neden bulmaksızın yasta gibi hissettin mi kendini? Ben hissettim. Aslında hiç de sebepsizce olmadığını anladım sonra. Bir şeyler oldu. Bir çocuk açlıktan öldü biraz önce. Bir kadın kocasından gördüğü şiddet yüzünden yaşamını yitirdi. Bir baba sabah çocuğunu öperek çıktığı eve geri dönemedi. Bir şeyler oldu; sen duymadın, ben görmedim ama oldu. Olmaya da devam ediyor. Birileri acı çekiyor. Birileri çektiği acıya dayanamayıp yüksek bir apartmanın üstünden kendini aşağıya atıyor. İnsanlar ölüyor. Ve birçoğunun ölüm sebebi yine insanlar oluyor. İnsan ya bu, kimi zaman gözlerini kapatıyor ölmekte olan birinin son nefesinde kimi zaman da bizzat öldüren oluyor. Bir zulüm var ve durmuyor, durdurulmuyor, hiç durmayacak belki de. Dünya denilen bu yerin merkezinde sanki acı kaynıyor.

Yine de umudunu yitirme desem güler misin söylediklerime? Bir iyilik yapsan mesela. Kim bilir iyiliğinde belki bir çocuk dinlenir. Bir şey olur ve o iyilik sayesinde birinin hayatı kurtulur. İyiliğin, güneşin yakıp kavurduğu şu insanlıktan birine belki bir anlığına gölge olur. Mesela gülümsersin, senin gülümsemeni gören biri o gün bir kabus görmekten kurtulur. Olamaz mı? Burası yangın yeri ama soluklanmalık anlar yaratamaz mıyız? Bir masumun elini tut. Ellerinizin kavuştuğu yerden açsın çiçekler. Bahar gelsin. Elbet biter o bahar ama izin ver gelsin. Bir tebessüme sebep ol, yanan yürekler serinlesin. Bir şey yap ve ardından öyle bir sars ki beni, ben de bir şeyler yapanlardan olayım. Bu yazıyı hem kendime hem de gözleri cümlelerimle buluşacak her bir kişiye küçük bir hatırlatma olarak yazıyorum. Gelecekteki kendim ve bunu okuyan sen, beni duy.