bir cılız dere akardı
cudi dağından aşağı
dere başı köyümdü benim iki yanı bahçe
bahçelerin varı yoğu
sarı armut kırmızı nardı
köyde bir avuç insan
hısım akraba kız kızan
koyunlar gibi sığışır
gübre sıcağına yuvaların
yaşamadan yaşardı
ne dünya haberliydi köyümden
ne köyüm dünyadan haberli
ne dünyanın yararı vardı köyüme
ne köyümün dünyaya zararı
dünya ayrıydı köyüm ayrı
kimi geceler kayadan kayaya
silah sesleri sıçrardı uzaktan
bir masal devi uyanırdı
cudi dağında o zaman
karabasan gibi çullanırdı üstümüze
aç kurtlar gibi çağrısız
konuklar inerdi bazen köyümüze
gecenin koyusunda çaresiz
yürek gibi çarpardı
korkudan evlerimiz
kimi gelir unumuzu alırdı
kimi gelir canımızı
kim kanundur kim eşkıya
kim dosttur kim düşman
bilemezdik arada biz kurban
derken bir gece yarısı
bana geldi kurbanlık sırası
köyümün koynundan kopardılar
kayalara apardılar
vatan millet uğruna vurdular beni
dalında kaldı armudumla narım
üç öksüzümle bir de yarim
cudi dağından aşağı bir dere
hala akar mı bilmem
arasıra bana türkü yakar mı bilmem
Bülent Ecevit