Yedi kapılı bir evden baktık o gün

Manzara oturdu tüm ihtişamıyla, oturdu ve bizi izledi eminim

Gözümün dalın yeşilini, denizin mavisini, toprağın karasını göresi yoktu

Ve ben hiç tutamadım bir daha elini 


Sen son kahveyi yudumlarken

İç çekti her bir çekirdek zerresini ezen makine

İç çektim o güne kadar beni hiç anlamamış o makine beynime 

Ve ben hiç tutamadım bir daha elini. 


Ne bekçi düdüğü durdurabilirdi karşındaki suyun selini 

Ne de su durmak isterdi öylece çaresiz karşında

Kurbağa sesi suya karıştı, balıklar kuşa dönüştü 

Ve ben hiç tutamadım bir daha elini 


Salkım saçlar döküldü

İpek gömleğin kırıştı 

Su yok oldu, buharlaştı 

Ve ben hiç tutamadım bir daha elini.