Bir bilinmekle bir görülmenin verdiği tadı ayırt edemediğim zamanlardan geçtim. Tam ve bir oluşun bile yok oluşa sürgün edildiği (kim tarafından?) zaman boyunca adımı sakladım. Yokuşun en dik kısmındayım belki, belki de yorulduğumdan öyle geliyor. Yoo, yorulmak gücümü yitirmekle değil, gücümü kazanmamı anlamakla eş değer. Bir görülürsem bir görürüm, bir bilinirsem bir bilirim, birliktelik bu yönde akar. Tekliğimin göreni beni işitir ancak. Tekliğimin bilmeye yelteneninden önce bilmek isteyeni makbul ya bilmeklik arzusu beni, doğurur bende hissetmeyi. O zaman hissederim, karşımda bir olan biri var. Yok adım demekten adımı gör, öyle geç, yanımdan'a dönüşmek ölçütü bu günlerin gördürdükleri.