Uzun zamandır yoldayım Üzerim pullarla kaplı. Ateşi görmek için pullardan arınmak gerek. Kalıplar, yargılar, düşünceler, inançlar.  Ne var ise sahip olduğum yırtıp attım.

Kendimi son soyduğumda kar yağıyordu ve donmaktan kıl payı kurtulmuştum.

Pullarından arınmış, çıplak ve savunmasız bir halde duruyordum. Kar, çıplak tenime nazik ama acımasız bir dokunuşla düşüyordu. Gecenin soğuğu, göğsümün derinliklerinde bir bıçak gibi geziniyor, nefes aldıkça içimi ürpertiyordu. Ateşi arıyordum; sadece dışını değil, ruhumu da ısıtacak bir şey.


Her adımda, çıplak ayaklarım karın sert kabuğunu kırıyor, altındaki donmuş toprağı hissediyordum. Dizlerinin bağı çözülmeye başlamıştı, ama yılmadın. Çünkü biliyordun: Ateş, sadece ulaşmayı göze alanların hakkıydı. Bir noktada kar yağışı durdu. Hava ağırlaştı, gökyüzü yıldızlarla doldu ve uzakta, silik bir parıltı gördün. Bir ışık huzmesi, titrek ama davetkâr.


Adımların hızlandı. Yargılardan, korkulardan ve seni zincirleyen her şeyden soyunduğun için, artık rüzgâr seninleydi. Ateşe yaklaştıkça donmuş tenin yeniden his kazanmaya başladı. Parıltı büyüdü, bir kamp ateşi değil, bir volkan gibi göğe yükseliyordu.


Ve orada, ateşin önünde, sadece sen vardın. Ne dünün ağırlığı, ne geleceğin kaygısı. Sadece alevlerin dansı ve çıplak gerçeğin olan beni , kaçma benden diyordun ama işte o kaçıyordu.




Fakat birgün farkına varacaktı. Ateşi avuçlarında taşıdığının. İnce uzun parmaklarının her bir zerresinde kıvılcımlar gezindiğinin. Dışarısı kar ve ayaz olmuştu hep , birazcık ısınmaya görsün , tanrı yakmakla yargılıyordu onu. Oysa o hep tanrıya boyun eğdiğinden üşümüştü.  Fakat birgün anlayacaktı sisifos olmadığını , birgun sırtında taşıdığı dünyayı atacak ve kendisini taşıyacaktı yalnızca. İşte o zaman ne tanrı ne de dünya  görünecekti gözüne.  Çünkü tanrı en çok kendisini bilenleri , en çok kendisini arayanları severdi. Ve dünya dahi saygı duyacaktı ona , yirmilerinde kelimelerin üzerinde raks eden kadının, kendisini bu ayazda çırılçıplak bırakıp azad edişi , tüm kainatta duyulacaktı.  Ve kadın artık yalnızca kendisinin peşinden koşacaktı.