Masamda pürle kağıt ve kelimelerle dolu cepler,

Şiir yazmam içinmişcesine dağ olmuş sebepler.

Unutulmuş uyumak, unutmak için kıvranılan geceler,

Başı yerde geçilmiş o uzun patika, anılar ve heceler.


Baş üstü sarkıtıyorum kendimi bir rıhtımdan aşağı,

Bırakıyorum, acılarla doldurduğum kağıttan kayığı,

Dayanamayıp taşıyor okyanuslar ve yurt ediniyorlar bir kaşığı

En berbatı da daima bir kaşık su ediyor beni alaşağı.


Bu sabah alargadaki hayallerimi alabora buldum,

Ben bu bayağı ahvelden sıkıldım, bayağı yoruldum.

Anlamak için yaşamak nedir, önüme ölümler koydum,

Ve gördüm, ben bir kabristandan daha çok doluyum.


Afiyette değilim ezelden, galiba tinsel sebeplerden,

En başta fincana rakı katarak kaybettim, minvalden.

Başka ne ikram edebilirdim ki saadete, esriklikten?

Aslında amacım kırk yıl hatırlanmaktı, bir geceyi unutmak isterken.