Özür dilerim Kafka. Satırlarının üzerinden zihin orgazmı yaşamak istemezdim. Ama oldu işte. Hadi! Değiştir bunu. Unutulduğun mezarından çık ve üzerinden para kazananları karala! Sonra da, her zaman olduğu gibi, bavullarını dahi başkasına taşıtarak cennetine geri dön. Belki cehennemdesindir. Belki tanrın Hitler’dir ve seni kendi hataları için cezalandırıyordur. Hadi durma, mektuplar yaz ölü sevgilinin ardından. Karışmış kafandan binlerce hamam böcekleri çıkıyor Kafka. Kuşkusuz baban seni böyle görse bir elinde viski şişesini tutarken diğer eliyle de kırışık iki yakanı kavrayıp ileri geri sallardı seni Franz! Kafandan düşen böcekler tahtalar arasında yeni yuva arayışlarına girerlerdi. Buldukları her deliğe sarılıp gece olunca kulağından içeriye tekrar sızıp seni karanlık uykularında yakalarlardı. Baban viski içtiğine göre bu bir rüya Kafka. Baban içmezdi. Baban, dinine sadık bir adamdı. Herkes tarafından sevilirdi, senin aksine. Ama sen piç kurusu olduğun için, bu adamdan nefret ederdin. Hem bir piç kurusu hem de korkak olduğun için, kendi yazdıklarından bile ürkerek adımlardın senin gibi binlerce yazar müsveddesini üstünde eskitmiş yorgun kaldırımları Prag’ın. Günün birinde başyapıt olacak mı kitaplarım? diye sorarsın ince bedeninden çarşafa. Olacaksın Kafka, oldun hatta. Ama seni anlamadılar. Ve senin için de bugün, çok geç oldu. Böceklerin seni yiyip bir kenara attı. Saklandığın restaurantlar, kalemlerin ve yaşamak için biriktirdiklerin seni koruyamadı. Kendine bile dürüst değilsin Gregor! Sen hastasın! Kardeşin senin yüzünden öldü! Hitler senin yaşadığını bilseydi, Prag’da taş üstünde taş bırakmazdı. Baban, seni düşününce yüzünü ekşitiyor ve biliyor musun Franz ya da Bay K. mı demeliydim? Her kimsen artık, Milena seni hiç sevmedi. Ölünce herkes sevilir her şey tarafından. Başını okşadığın çocuktan tut da üzerinde kıvrandığın döşeğin bile özler seni. Umarım böceklerin unutulan mezarında seni kemirmeye devam ediyorlardır. Kemiklerinin içi umarım Samsa ailesiyle doludur. Ah! Sakın senden tiksindiğimi falan zannetme. Sen sadece gotik ve aynı zamanda romantik bir mimarinin tozunu yutmuş küçük, zavallı bir yaratıksın. Seni sen yapan kafandaki hamamböcekleri. Dönüşülebilecek en güzel haşere. Neden biliyor musun? Bilemezsin. Nereden bileceksin ki? ölümünden 21 yıl sonra, güneşli bir pazartesi gününde, nefes alıp verdiğin diyarlardan çok uzakta bir bomba patladı. öyle bir radyasyona boğuldu ki insanlar, hiç yaşamamış olmayı dilediler. Hatta doğmamış çocuklar bile tanrıdan onları yaratmamaları için yalvarışta bulundular. Sadece hamamböcekleri yaşayabildi Kafka. Tam da bu yüzden hep bu dünyaya sıkışıp kalacaksın. Küçük yatağının altında ölmek isteyeceksin. Ama gerçekleşmeyecek bu dileğin. Bir başka evrende kullandın çoktan bu hakkını. Biliyor musun? Bilmezsin. 40 yaşındaydın öldüğünde. Baban da çoktan ölmüştü zaten. Ama senden farkı, o nefes alıp veriyordu. Az kalsın ona benzeyecektin biliyor musun? En azından babana benzeseydin ondan önce değil, sonra ölürdün. Onu da yapamadın. Aslında sen hiçbir şeyi doğru yapamadın Kafka. Senin bir tek şansın, doğru arkadaşlara sahip olmandı. Yoksa o anlamsız denemelerini ve satırlarını arkadaşından başka kim yayımlardı? Sadece şans, yanlış yaşamından geriye kalandı işte.. ha bir de eski nişanlının laneti.