Cebime koyduğum yangınları körüklemişti son bakışların

Viran olmuştu yaşlarımı sakladığım satırların arka bahçeleri

Korkularımdaki gölge yabancı, ellerimdeki boşluk perdeli

Ben bir gecede ölmedim

Bahar tenimde sedeflendi, hazana muhtaç oldu muharebeler

Sensizliği kıydım ömrüm boyunca parça parça

Yalnız... yalnız bu kez yanılmak istedim

Heyhat! Ne söylediysem dinletemedim

Ben bir gecede ölmedim


Öldüm, cani bir zafer sarhoşunun yorgun kollarında

Yaramı kazıdıkça kibrine çiğ bulutlar sardıran

Şerefim iki paralıktı zincire vurulmuş zindanlarda

Yaşam nedir bilmedim

Urgan boynumda kelepçe, zaman halime mahcup

Gözümde esaret sanrıları, geçmişim sırtımda meczup

Biliyorum

Eğildim, büküldüm, ezildim

Belki kazandım bir akşamüstü intiharını

Belki yalnızlığa yenildim 

Ama ben bir gecede ölmedim


Tuzaklarına takıldım hayatın, içinde umut taneleri sakladığı

En ücra köşelerine kadar karanlığa bulanmış

Guguklu bir saatin her sabah ölüm rüzgarlarını kuşattığı

Mezar taşlarında dirilmedim

Ruhum tetanos yüklü fanus, kalbim paslı bir çivi

Köpürdü kaçtığımı sandığım haritalar, yırtıldı sonsuzluğun perçemi 

Kırgınım

Bunu inkar etmedim

Kucağımda eski bir yapbozun son parçaları

Avcumda kaderimin kırık şemsiyesi

Yaşadığım geceleri özledim 


Denizlerin ete kemiğe büründüğünü de gördüm

Yıkıldığını da yanaklarımdan akan kumdan kalelerin

Varlığımı yokluğuna kurban etmedim

Her sustuğumda aradım güllerin el salladığı parkları 

Hiç kimsenin bilmediği, bilemediği nice sevda yüklü salıncakları

Yüzlerce yıl heybemde güneşi yoğuran gülüşler yaktı öz benliğimi

-İnsan insana kavuşamaz derler ya bilirsin-

Derken kavruldu tenim

Bir tek o gece ölmek istedim

Onu da beceremedim.


Yandım, yandıkça tanıdım

Cehennem buz kesildi, zemheride gün saydım

Paslı bir hançer yüreğime değdikçe yağmalandım

Ne çığ gibi büyüdü nefretim, ne duyuldu sesim

Ellerim havada işte

İşte zelzeleye uğramış bir lahit gibi karşındayım, pes ettim

Vebali boynumda kalsın:

Bir daha ölmemeye yemin ettim.