Bir gün bu fotoğrafın, radyonun altındaki mıknatısa yapıştırılan toplu iğneler gibi içime battıkça; bencilce kendimi sakındığım, ertelediğim bir hikayeye dönüşümünü izleyeceğim.
Zamanı geldiğinde hissedeceklerimi bilmiyorum, bilmek isteyeceğim bir şey değil bu ama bilmekle yükümlüyüm. Mıknatısa iğne yapıştırdığım yaşları, teypte çalan müzikleri unuttuğumu bilmezken...
"Düşünürsem onu zihnimde öldüreceğim, tıpkı onun yaptığı gibi onu zihnimde öldürmeye çalışıyorum."