Galiba biraz yaralandım. Ne söylediğimi duymuyorum artık. Sesimin geri döneceği bir zirveye çıkmak istiyorum. Aşağıya bakınca hayatı görmek istiyorum. Kendimi bırakmak istiyorum. Rüzgar beni savururken en sevdiğim şarkıyı söylemek istiyorum. Kanadığını bile bile kalbime sesleniyorum cevap gelecekmişçesine… Hâlâ kalbimin atmasını bekliyorum. 


Biraz… Evet biraz kırgınım. Koştuğum her şeye yetişemediğim bir akıntıdayım. Savrulduğum yere yabancıyım. Tanımak istemiyorum kimseyi. Galiba yaşamaktan kaçıyorum. Susadıklarımın nefesiyle karşılaşıyorum. Boğuluyorum, balık olmayı bilmiyorum.


Sanırım paramparçayım. Ufak ufak ezilmiş cam parçası gibi hissediyorum. Büyük bir kaza olmuş sanki içimde. Uçuruma sürmüşüm arabayı, enkazımı bulamamışlar. Ben bile bulamamışım kendimi. Kurtulmaya niyetim olsaydı atlamazdım elbet… Şimdi parçalandığım yerden yeşermek istiyorum. Orada nefes alan bir defne ağacına dönüşmek istiyorum. Üzerime binlerce kuş konsun, yuva yapsın. Kokum herkesi çağırsın. Yağmurun hasretiyle yanıp tutuşayım. Sadece yemyeşil bir ağaç olarak hatırlanayım. 



Keşke bir gün kalsaydı. 

Bir gün kalsaydı sevilmeye. 

Bir gün kalsaydı aydınlığa.

Bir gün kalsaydı mutluluğa.

Bir gün kalsaydı hayata.

Ve bir gün kalsaydı yaşamaya.