varsa yok değil mi tül

ayak bağımda sahibi sen korkuluk rabbim

siktir et bahçemi hasat vermeyecek mevsim

     kargalar benim kardeşim ve dal

     ırgat kızımın kestiği yanlışlık

     gülümseyerek uyanan aralık ve çapa

     filizden saptık bir alışkanlık ölüm

     neden

     dağ başında bir çiçek direniyor direnecek?

     ya ben    

buğday saplarında hangi dağı sakladım bil bakalım


varsa yok

ben yokum hepsi tül


çocuklandırsaydın şu ağzımı ya rab

cenaze evine döndüm meyve bıçaklarına

geleni yok bir ölü daha aldım içeri

     bir hevesle çizilmiş yüzümde dolandım

her hücreme çevirme kurmuşlar

     beş duyum kulaktan bir duyuma emanet

yanaklarımdan öteye geçemedim rabbim

bir hevesle çizme bir daha beni olur mu


ölü sinekler biriktirdim iç yerlerimde

boktan bir durum bu

penceremde kir uçtu ölü sinek

hepim topum yel

buğday düş

buğday mayalan

rabbim sen karaciğerime mukayyet ol


güneşten daha korkak bir ev bu

gün yüzüm tül

bir gün salonu meyhane yapacağım

yirmi bir yaşımda

karga başımda

tüm gün içeceğim işte