Gözlerimi açıyorum. İşte çocukluğumdayım. Kaldırım taşlarının üzerinde koşuyorum. Güneş beni terletiyor. Terliyken soğuk su içiyorum, hasta oluyorum. Alfabeyi öğreniyorum okulda. Teneffüslerde bir topu kovalıyorum. Pazar günleri banyo yaptıktan sonra sobanın önünde oturuyorum. Her şeyi yapabilirim çünkü hayat basit. Her şeyi yaratabilirim çünkü tanrı benim.


Gözlerimi açıyorum. Başımı döndürüyor kadınlar. Şiirler yazıyorum her birine. Her kadın hayatımın aşkı, her şiirim bir şaheser. Akıp gidiyorum hayatın hızında. Seçenekler önümde her zaman. Yaptığım her şey doğru çünkü ben yaptım. Sorunlar dert değil, çözümler ceplerimden taşıyor. Enerjimle Olimpos'u yıkabilirim. Bileğimi bükemez hiçbir mesele. Engelleyemez beni hiçbir tufan.


Gözlerimi açıyorum. Mülakattan mülakata gidiyorum. Herkesten daha iyiyim, dünyadaki en yetenekli insan benim. İnsanlar beni anlayamıyorsa bu onların yetersizliği. Sadece ben derin düşünüyorum, sadece ben bilgiliyim. Ben her konuda sonuna kadar haklıyım. Ben her şeyi anlıyorum. Bugün ne kadar da yakışıklıyım. İşe girdiğim yerdeki sekreteri yemeğe mi çıkartsam? Ben reddedilemem. Çünkü ben tanrıyım.


Gözlerimi açıyorum. Mum ışığında dans ediyorum. Romantik sözler söylüyorum. Hediyeler alıyorum. Herkes beni tebrik ediyor. Parmağımda bir alyans. Balayına gidiyorum. Her sabah yanımda birisiyle uyanıyorum. Evlilik o kadar da zor değilmiş. Her ay yeni bir mobilya alıyorum. Hafta sonları hep birilerine ziyarete gidiyoruz. Hep aynı esprileri yapıyoruz. Hep gülüyoruz. Sadece gülüyoruz.


Gözlerimi açıyorum. Küçük gözler bana bakıyor. Kucağıma almaya korkuyorum. Kırılgan ve narin. Herkes yine beni tebrik ediyor. Patronum sırtımı sıvazlıyor. Herkes ''adam oldun artık'' diyor bana. Toplumun istediği adımları atıyorum sadece sıra sıra. Herkes beni onaylıyor. Artık eve erken gidiyorum. Ben baba oldum.


Gözlerimi açıyorum. Sabah aynaya baktığımda saçımdaki ilk beyazlığı görüyorum. Sabahları huysuz kalkıyorum. Geç yatınca başım ağrıyor artık. En son ne zaman yaşadığımı hissettim acaba? Geriye doğru baktığımda ellerimde ne var şu anda? Herkes bir şeyden şikayet ediyor. Kimse tatmin olmuyor. Sürekli bir şeyler almam gerekiyor, sürekli daha iyisi olmak zorunda, sürekli koşmam gerekiyor nereye koştuğumu bilmeden. Ben bu hayatı kimin için yaşadım? Hani ben tanrıydım?


Gözlerimi açıyorum. İçiyorum. Her gün durmadan içiyorum. Eve gidemiyorum. İsraf edilmiş hayatımın tablosuna bakamıyorum. Yaşamak için değil, kendim olmak için değil, onaylanmak için geçirdiğim zamanın fiziksel oluşumuna katlanamıyorum. Sıradanlığım beni boğazlıyor. Eve geç giriyorum biraz daha her gece. Şikayetler artıyor. Herkes huysuzlanıyor. Ben sadece içiyorum. Tanrılar uzun zaman önce kovmuş beni Olimpos'tan.


Gözlerimi açıyorum. Issız bir odada tek başımayım. Belki de saatlerdir insanlar beni arıyor, belki de umurlarında bile değilim. Anlayamadım, kimse anlatmadı bana. Hayat bir nehir gibi akıp geçti önümden. Kurak bir toprak kaldı artık sadece ellerimde. Gözlerimi açtım ama hiçbir şeyi göremedim. Nasıl bu kadar kör yaşayabildim? Neden kimse bir şey söylemedi bana? Ellerim bomboş kaldı, hayat sahnesinde oynayamadım ben. Sorgulamadan, sivrilme ihtiyacı hissetmeden memur gibi yaşadım hayatımı. Sürüden ayrılıp çayırlarda gezmeye cesaretim olmadı. Ve şimdi bu sıradanlık, bu bayağılık bir diken gibi batıyor ruhuma. Nasıl bu kadar geç anladım? Kibir nasıl gözlerimi bu kadar bürüdü? Bana çizilmiş bir hayatı hiç düşünmeden yaşadım. Ben yıllar önce ölmüşüm de sadece yeni fark etmişim. Gözlerimi kapatıyorum. Şakağımda altıpatların soğuk namlusu. Gözlerimi açamıyorum artık. İçim sıkışıyor. Nefesim hızlanmaya başlıyor. Başım dönüyor. Boğazım kupkuru. Duvara sıçrayacak kanı ve beynimin parçalarını düşünüyorum. Terli ellerimle tetiğe bastırıyorum. BAM!