Çok uzun sürdü bu mevsim, öyle ki adın kaldı ellerimde

Senden sonrası yuvarlanan boşluk, indirgenmiş hiçlik

Akşamlara sızıp duran tuhaflık felaket tellalı gibi yapıştı beynime

Korkmanın sırası değil, hatırlamak için seni, kan çektim yüzüme

Yaşamalıydım nasılsa günlerce

Biliyorum, dağlar kamburu ayrılığın

Gölgesi düştü üstümüze.


Bütün sözlerin özünden topladım seni, bir şeyler kalmalıydı aramızda belirgin

Uzun iç çekişlerin portresinden eserken nefesin

Bir arzunun son haliyle bakıp

Teninden sıyırdığım kederi tuttum avuçlarımda.


Yaz akşamlarının dumanlı esintileri arasında ekşitirken zamanı

Sızdığım her köşe senin kollarındı, yarım yamalak bir sevinç içinde

Eski bir alışkanlıkla uzun uzun mırıldandım o dizeleri

Ayrılık ne uzun sürdü böyle.


Koskoca evren, elbet bir yerindesin dünyanın

Ağzımdaki kuruluk bundan

Sık dokunmuş uzakların, belleğimde erittiği her gecede

Unutmamak için bir düşü, ağır uykulara uzandım.