Varlığından evvel zihinlerde bir paradoks,
"Arzın rengi kıpkırmızı olacak."
Kendisine bilgisizliği uzak olduğu tek merci,
Sözlerin, kalemin saldırıları ile
Kağıda mağlup olmadığı bir çağda,
Başlattı, İnsan ve Bir İnsan'ın serüvenini.
İnsan!
İnsan!
Ve Bir İnsan!
Ansızın kendisini tehdit ediyordu zemheri.
Soğuğa galip gelince,
Alazlara hayranlığından mıdır, bilinmez.
Zemheride ölene karşı, bir duyarsızlık sardı kendini.
Sürekli Öte'yi arzulayan bir küheylan gibi
İlerliyordu, ilerliyordu zaman denen şey.
İnsan ise toprağı ektikçe,
Misafirdi her gün zerzevat.
Köpek balığı karada yüzebilir mi?
Yüzer, diyor, bazı kısık sesler.
Toprağın bağrını altın için,
Dinamitlerle parçalayanları görünce.
Revaçta olan ne varsa sözlerde;
Serazat, özgürlük, adalet, sevgi, saygı…
Çıkıyor karşılarına bir Everest misali eylemler;
Müstebit, kölelik, zulûmat ve nefret…
İnsan, İnsan kalamadı.
Onun katili ise Bir İnsan.