Enstrümental bir ıslık dudağımda
Budamışım sarı dallarımı kış günü kafam çıplak
Uyarsa soğuk kelimelerin uyar ıslığıma
Rutubetli yurt odası döküm kalorifer petekleri
Hasret yüklü rüzgâr pencereyi zorlarken dışarda
Sıcaksa bir annemin ördüğü o kaşkol hala sıcak
Vitrinlere inat yürürüm sırtımda ince yelek
Siyah bir meşin dede yadigarıdır
Ceplerinde asgari ücrete tabi bir şiir
Kokusu hurçlardan kalma naftalin
Ve yeleğin ömrü sırtımda paralanana kadardır
Vedasız ayrılıklara o zaman başlamıştım
İnce kitaplarda anlatılan kalın acılara
Artık terk edilmiş bir çocuktum yalnız büyümeye
On üçüncü ayın Eylül günüydü sabaha karıştım
İlkokula böyle başlamıştım
İlk gurbete böyle çıkmıştım
Hayatımızın hoş geldin faslıymış vedasız ayrılıklara
Bir kafes kuşuydum vakitsiz göç yoluna da alıştım
Sarma tütün bir sigara dudağımda
Bağışıksız bir beden üşümeler öksürmeler
Bir ifade yüzümde yorgun hafta içlerinden kalma
Bin cinsiyetten ürkütülürken bir kadını özlemeler
Metruk evlerin saksılarından yolunan çiçekler
Bizi bekler mi depremlerle korkutulan bir kent
Sen söyle gecemi ürperten güzelliğin itirafı
Var mı sevmek hırsıyla geçen günlerime senet
Sen sor sorulmamış yalnızlıkların hesabını
Bile benim aşındıracağım aşkı
Sevgimi kızarmamış bir karanfile benzet
Haneke
2022-12-24T11:16:42+03:00İyi final. Kaleminize sağlık. 👌