Ten ile ruhun arasındaki mesafeyi ölmüştü.
Bir insanın eve mutlu dönmesi kadar uzaktı.
Bir insanın eve dönüşü kadar uzaktı.
Hırpalanmıştı dili, iyiliği anlatan birkaç sözcükten sonra.
İnsana tanıdık gelen bir duyguyla ölmüştü.
Mahkeme ile arasındaki mesafeyi ölmüştü.
İnsanın Allah'a masum dönmesi kadar uzaktı.
İnsanın kötü olması kadar uzak.
Ayakları zemindeydi.
Varlığından emin olunmayan insanların kanı kadar soğuktu.
Kendisiyle gökyüzünün arasındaki mesafeyi ölmüştü.
İlk defa bir şeyler metreyle ölçülemiyordu.
İyi olmakla kötü olmanın muhakemesini kurmuştu.
Kendini affedeceğine emindi.
Uzun halatlar, soğuk sular ve beyaz bıçaklar...
Herkes kendini affedeceğinden emindi.