Neden?


Neden hala içimdeki sen bitmiyor? Neden ben hala asla bir geleceğim olmayacak birini bu kadar çok seviyorum? Ve neden hala bana geri döneceğin günü bekliyorum? Neden o kadar işim gücüm varken ben kalbimin kapılarını sonuna kadar açıp sana, bu satırlara içimi dökmeye çalışıyorum? Neden?


Aslında tüm bu sorduğum soruların cevabı yine bende. Çünkü ilk defa sevdi gönlüm, ilk defa sevildi. Ah! Pardon, yanlış yazdım galiba, ilk defa sevildiğini sandı yazacaktım. İçimdeki sıkıntı bitmiyor. İlk başlarda böyle değildi yüreğimin acısı, gidişin beni çok sarsmamıştı. Ne demişler, ateşin yandığı yer sonradan belli olur. En çok da ne koyuyor biliyor musun, beni bırakıp gitmeden üç gün önce "Seni asla bırakmam." deyişin. Bu kadar kolay mıydı seven bir kalbi kandırmak? Bunu sana sormam gerekir aslında.


Senden sonra hiçbir şeyi değiştirmedim "hayatımda." Sahi, "hayat" nedir ki? Hiç bitmeyecekmiş gibi yaşamak mı? Yoksa iki gün güldürüp üçüncü gün ağlatmak mı? Ha bir de sevildiğini sanmış olup sevilmemek de var.


Bu gün de sorular içinde kayboluyorum çünkü artık ben de bazı şeylerin cevaplarını bulamıyorum. Sırtında bıçak olsa da başı hep dik olan ben, artık bazı şeyleri çözemiyorum. Dön bir bak bana, yarattığın harabeye bak, bendeki o bitmez dediğin sevgimin yok oluşuna bak. Bana son kelimende dediğin gibi hoşça kal.