Duvarları soğuk gecenin ardında dökmüş olduğum gözyaşlarından oluşan dağım var. 

Susturulmuş haykırışların ölüsü var içimde. 

Yıkılışların ahı dolduruyor yüreğimi çığlık çığlığa. 

Artık hissetmiyorum bazı acıları. 

Hissizliğin kollarına sarılmışçasına yüreğimde, 

Bir ince sızı ve de sancının hakimiyeti kahrediyor.

Suskunluğum vuruyor halime. 

Dermanı olmayan gecelerin bağırışları delirtiyor beynimi. 

Aklımın içinde ziyan oluyor bazı güzel düşünceler. 

Yitiyor hayaller. 

Kanadı kırık kuşmuşçasına insanlığım hüzün bırakıyor gönlüme. 

Yarım kalmış şiirlerimin eksik kelamlarına hasretim tutuyor.

Öfkemin dilimi esir alışını izliyorum biçare. 

Beni yorgunluğa mahkum eden acılarımı dövüyorum içimdeki ahlarla. 

Yalan olmuş günlerin gecelere bıraktığı izleri taşıyorum her bir zerremde. 

Gözlerimin içinde yiten umudumun ölüsünü seyrediyorum.

Söylenemeyen kelâmların oradan oraya savrulduğunu izliyorum suretimdeki tebessümle. 

Ölü yapraklar biriktiriyorum ceplerimde. 

Kahrolmuş yüreğin ardına gizlenmiş sessizliğin çocuksu masumluğuna bakıyorum.

Yalnız kalmış gecenin haykırışı yankılanıyor ruhumda.

Gözlerdeki acıların yakarışlar olduğunu anlıyorum. 

Söylemek isteyipti de söyleyemediklerimin içinde kayboluşumu görüyorum.

Bilmiyorum, hâletiruhiye daha nasıl anlatılır bilmiyorum.

Susuyorum.