İçimde garip bir yeniye heyecan
ve yine de bir burukluk.
bugün, ömrümün en güzel günü...
gözümde bir arpacık çıktı ilk defa,
karnımda on hançer darbesi,
kalbim kırıntılar bütünü,
yine de acıktım dahası için.
Sayısız açık pencereden el sallıyorum şimdi,
şimdi ve yarın da.
Hem bir selam hem bir veda...
Bazılarının içi hep bir buruk hep bir veda,
kapısında sessizlik
sırtında uyurken bile bir çanta.
Nerede sorusu mühim değil
ama boynu hep tutuk rahatsız yastıklardan.
Hem hep evinde, hem hiç olmadı...
Bugün gibi, dün gibi ve yarın olacaklar gibi...
Bir gözü hep açık kaldı
ve böyle öğrendi hayal kurmayı.
Sımsıkı yummaya ihtiyaç duymadığı gözleri,
hep açıkken gördü başkayı.
Hem hayali hem “gerçekleri”...
Sonra birden gerçeği karıştı,
Şüphe kaynadı kan dolu kazanında ve hiç pişmedi.
Dün de bugün de ve muhtemelen 28 yıl sonra da.
Ve böyle öğrendim burukluğu,
bir deprem sonrası lunapark macerasında.
Bazılarının içi hep buruk olurmuş,
hiç pişmezmiş yemekleri
bir meftunun ömrü böyle geçermiş,
insan bilir de bazen konduramazmış...
En güzel günler böyleleriymiş meğer!
-Kialçok
Reyhan Polat
2020-12-04T13:12:42+03:00Kardelen gerçekten güzel yazıyorsun. Bu şiirindeki ahengi, kelime uyumunu çok beğendim. Sadece sonlarda gözüm soyutluk aradı ya da duraklatıcı dize. Kalemine sağlık, yeni şiirlerini merakla bekliyorum. :)