Sevgili C*** G***,


Ahmak Puzine isimli, dokuz beyitlik olmasını planladığım bir şiir üzerinde çalışıyorum. İlk dokuz mısranın veznini su, son dokuz mısranın veznini ateş kelimeleri üzerinden yaratmayı hedefledim. Çoğu zaman disleksim azıyor, suyun ıslağı alevlerin pürfer alazına dolanıyor, kağıdın akında çırılçıplak bir "asuş" kelimesinin sırıttığına tanık oluyorum. El yazısıyla yazılmamış olsa titremeyeceğim. 2011’de sistem böyleydi; kanımca devirde tekim.

Benim rabbim Aşk; ve her kuytu görüngünün alacasında onun suretini görmeye yazgılıyım, bu, O’nun zaafiyetime tenzihi; biliyorum. Bu dolayı ile, yine biliyorum, her tesadüf gizil bir yönerge.

Su erkektir. Ateş kadın. Puzine ise bir hermafrodit. Hiçbiri bir diğeri var olmadan var olamaz kanımca. Teklik bir "zorun" olduğunda evrilirler belki -yokluk var olumun içinde mümkün mü- fakat vakitlerden "bugündeyiz" ve öyle görünüyor ki evrimin tohumları henüz filizlenmedi. Buna keza su ateşi, ateşi su, Puzine hem suyu; hem ateşi, su ve ateş ise Puzine’yi tamamlar ve bu, "şu an" kelimesi tedavülden kalkmadığı sürece böyle devam edecektir.

Bu şarkıyı bana on altılık bir büyücü öğretti. Kimlikte yazan ismini asla öğrenemeyeceğim ama gerçek ismi Tarık, bunu biliyorum. Şu an Hollanda’da, bir mülteci kampında. Tarık: Zühre. Zühre: Venüs. Venüs dalgalardan, sudan doğdu. Mandragonitis ise Venüs’ün lakabı, siz biliyorsunuzdur. Şeytanın Soluğu.

"İsm" kelimesinin Osmanlıca’da günah anlamına geldiğini biliyor muydunuz? Gerçek ismim Ateş. Ama annem bana Tuana der. Kimliğimde böyle yazıyor. "Tuana Geçici".

Ben bana Ateş Bekā diyorum. Soyadımın "Geçici" oluşu ne büyük tesadüf.


Borges’i seviyorum. Benim kalbim Ulrike’te; ve belki biraz kızınızın gülüşünde.

Zarfa birkaç şiirimi bırakıyorum.


Sevgiler,

04.02.24

05.35