-Tiyatrodan bir başka kesit-


Suretinizle muazzam bir şekilde gizlediğiniz o neşeli çocuğu yüreğinizin en derinlerinde görebiliyorum. Bense suretinize sebep o çocuğu ve yine o çocuğun sebep olduğu suretinizi seviyorum. Yolumu ve bu yolun beni nereye sürükleyeceğini görmeme engel, vahim bir karanlık içindeyim. Karanlık artık benim. Sizse evrendeki hiçbir yıldızın erişemeyeceği bir ışığa sahip ve yine bu ışığın sebebi siz, karanlığımdaki umuduma sebeptir. Benim savaşım, bu umudu bertaraf etmeye cüret eden karanlığımladır.


Sizinle hiç bilmediğim bir dili konuştum ve hiç kimsenin anlayamayacağı bu dilin yüceliğine kendimi pervasızca adadım.


Gözlerinizin en karanlık yerinde rastlaştığım kendimi gördüm ve bu kadını her batan güneşin ardında, mehtapta size daha çok benzettim. Fakat bu cahil aymazlığımla varlığıma anlam veren sizi tanıdıkça ben daha çok yok oldum.


Sizinleyken göğsümde yeşeren umuda dokunmak istiyor, bu umudun, içinde sürüklendiğim karanlığa ışık olmasını arzuluyorum. Hakkımda ve savaşımla ilgili yanlış düşünceler dolaşmasın aklınızda. Sizden evvel de kaşlarımı çatarak sergilediğim bu savaşı, şimdi bir dost gibi selamlıyorum. Bedenimi ele geçiren karanlığın varlığını kabul edip ruhumu özgür kılıyor, sonra bir daha asla kendimi kurtaramayacağımı bilerek size yenik düşüyorum.


"Benim özgürlüğüm size olan esaretimdir."