taşları doldurmuşum cebime
dizimi geçmeyen sularda
ölümü bekliyorum
aslında
istemiyorum ölmek
güneşi unutan gecelerde
ölümü beklerken bile
bir mevsim gelsin artık
gelsin artık gelecekse
bir mevsim gelecekte
hiç deniz görmemiş atalarım
hiç mutlu olmamış geçmişim
başını yastığa kaygısızca koymamış
geçmişime inat hem de
göreceğiz biz
bir mevsim gelecekte
bakarsın bir geçmiş gelmiştir
devlet binalarına benzeyen
yirmi odalı bir pansiyonda
belki bir sahil kentinde
yeni bir aşkın sancısıyla
ölümü unutmuşken bile
ölümü bekliyorum
ne tamamlayacak beni
bilmiyorum
kırlardayım bir mevsim
uzak denizler
uzak dağlar hatırımda
gidiyorum