Soğuk mermerin damarlarında geziniyor parmaklarım,
Her çatlakta bir hayalet, her oyukta çığlığımın izi.
Michelangelo'nun çekici rüyalarıma giriyor geceleri,
Tamamlanmamış bir David'im ben, göğsümde açık yaralar.
Ay ışığı zehirli bir bıçak gibi süzülüyor tenimden,
Gölgelerim dans ediyor Caravaggio'nun karanlık sahnesinde.
Kendi mezarımı oyuyorum şimdi, tırnaklarım kanıyor,
Her darbe bir itiraf, her çatlak bir ihanet mührü.
Hera'nın kahkahası yankılanıyor boş tapınaklarda,
Tanrılar bile terk etti beni, yalnızlığım sonsuz bir labirent.
Şarabım safra tadında, ekmeğim taş kesilmiş,
Son Akşam Yemeği'nde unutulmuş on üçüncü hayaletim.
Mermer fısıldıyor gecenin koynunda:
"Var olmak yaralı bir heykel olmaktır,
Eksik kalmak tamamlanmaktan yeğdir, Kaybolmak en kutsal kurtuluştur."
Ellerim bembeyaz mermer tozuyla kaplı, Kendi heykelimi yontarken parçalandım,
Ve şimdi bu soğuk taşın içinde hapsolmuş
Bir fısıltıyım sadece, zamanda kaybolmuş bir dua.