Yargıçların omuzlarında duran yataklarda uykuya dalıyorum

Gergeflerinden sanat fışkıran kararlarım hesaba çekiliyor

Betondan ruhumun hançer izleriyle çizilmesini

Bir suyun berraklığıyla seziyorum

Tüm bu karartılar sanki bana sunulmuş gibi

Damarlarımda süzülürken usulca

Üzerime yapışmışken nadan eller

Yazgımın yarasını çarıklarla kapatmaya çalışıyorum

İçimi ürpertirken sevişen âşıklar

Kollarıyla ağaç köklerini kazıyorlar

Ve iniyorlar öpüşmenin verdiği haz ile

Ne diye kendime bir pay ayıracakmışım bütün bunlardan

Niye kıskançlık rüzgarlarını tenime sürecekmişim


Güneş, ay ile kavga hâlinde

Şehrime dökülen yağmur damlalarına hasretler

Bir kere görmenin çabasındalar

Bahar kokularıyla siliniyorken hasret dalgasının izleri

Başak kokularıyla sürünürken ayaklarım

Farkına bile varmıyorum

Sarhoşların ruhumda suladığı çiçeklerin

Bütün vücudum

Hayatın korkularıyla vermiş olduğu kararlarla irkitiyor

Demir parlaklıklardan farksız gözlerim

İçimdeki savaşın rengini belli ediyorlar

Körpe ve derin dehlizlerde

Hayatı sevgi sözcüklerinde arayanlar

Günü gelince senin elinden içecek iğfal şerbetini

Ellerinde güllerle süslenen saf yüzlüler

Günü gelince boynu bükük çiçeklerle tanışık olunca mı

Dökeceksin içindeki kelebek mahkumlarını

Yüreğin renk değiştirince mi anlayacaksın

Üzerimizi örten şeyin aşk olmadığını


Artık ne ben koşarım aşka ne de aşk göz kırpar bana

İçimdeki çöl çiçek açmasa da

Yalandan yeşermiş bahçeleri sulamam


Yaşımın köseliğinden faydalanıyor yıllar

Her adımım yeni bir devrime susuyor

Kuyular yükseliyor böylece ruhumdan

Taşıyor şehrin sokaklarına

Meczuplar destek naraları atıyor

Karanlıklar pusu kurmuş bekliyor

Tanyerine indirmek için gözyaşıyla bezenmiş yumruklarını

Zevkusefa içinde geçen hayatlar

Gerçeğin yargısıyla verilecek hesaplar

Korkutuyor bu bendeki çelimsiz nefsi

Uzun ve soluksuz bir uykudan uyanıyorum

Rüyaların ikrar edişiyle devşirdim aklımı başıma

Ve örseledim geceleri bir-bir

Koynuma aldığım ıtri hayalleri

Yüzüne sürdüm sevgilinin

Hangi birine yeltensem koyu bir hançer yükseliyor

Deşiyor ilk gün edasıyla

Her seferinde telkin ettiğim suçları örterken karanlığın kasvetiyle

Ne yazdığımın bir önemi kalmıyor