Tiyatrodan bir kesit


Göğsümden içeride palazlanan bir hissin karşısında nicedir durdum. Fakat artık bedenim de yüreğim kadar yorgun. Bu his ki girdiğimiz kavgada beni alt edecek kadar kudretli ve de kuvvetli. Bu histir ki beni bir annenin evladını büyüttüğü gibi büyüten. 


Umutsuz bir aşkın peşinde kendimi bitmek nedir bilmeyen bir fırtınanın içinde buldum. Lakin yüreğimin yangınına kabulüm. Mağlup olduğum bu savaşa sebep gözlerinizi gece gibi seviyor ve ben o gecede kayboluyorum. 


Sizden evvelini hatırlayamadığım bu hayata devam edebilmem için yine ebediyetim olan sizi göğsümden söküp atmaya bilhassa mecburum. Ne yazık ki kendimde bu cesareti göremiyorum. 


Nefes almama neden olan sesinizi, her zerresine göğüs gerdiğim bu fırtınanın içinde tek bir defa daha duyabilmek istiyorum.


Çareyi bulamayacak kadar biçareyim. Öte yandan benim gözlerimi takatsiz bırakan bu umutsuzluğun, sizin ışığınıza gölge düşürmemesini dilerim.


Aşktan anlamaz, sevgi nedir bilmez birinin kalbinde umudun yeşermesine sebep aşkınız için tarifi pek zor bedeller ödemeye evvelden hazırdım. Lakin ışıksızım.


Geçmişteki çocuğun acısını sesinizde gördüm, bugün olduğunuz adama dokundum ve gelecekti ihtiyarıysa kabul ettim. Yalnızca bu fırtınayı dindirmeliyim.


Nicedir sizinleyim, bilakis sizsizim. İtiraf ve veda etmeliyim. Sadece beni görmelisiniz. Umut başka bir dilde konuşuyor artık benim için. Seviyorum fakat artık gitmeliyim.