Bir rüyayı düşlüyorum.

Geleceğim demişsin, şu saatte.

Ve bilmez gibi beni, eklemişsin, bekletme diye.

Ve bilirsin saatlerce erken gelmişim,

Sen yürümeden önceki haline bakıyorum

Durakla aramızdaki mutsuz, dar kaldırımın.

Durağın da suratı asık.

Arabalar ses çıkartmadan geçiyorlar yanımdan,

Sıkıntılı bir suskunluk hakim.

Yanıma bakınca, bir okul bahçesinde tek tük çocuk görüyorum.

Onlar da hiç ses çıkartmadan,

Bana atmayın der gibi vuruyorlar

Yerde sürüklenen ezik teneke kutuya.

Yanlışlıkla oynanan bir oyun hasıl olmuş sanki.

Ne oluyor yahu, diyorum, nedir bu haliniz?

Birazdan gelecek, sıkıldınız mı beklemekten? 

Suskunluk ayıp bir sessizliğe dönüşüyor şimdi.

Ne zaman sonra, bir yonca kafasını kaldırıp

Sen, diyor ikaz dolu bir sesle,

Bir rüyayı düşlüyorsun!