Göğsümde bir şeyler sıkışıyor

Kalp diyorlardı adına bir zamanlar

Şimdi çok bahsi geçmiyor

Delik demişti doktor bir keresinde

Ben de yok saydım onu

Bir sızıyı yok saymak pek kolay değildir

Ama her zorluğu başarmayı becermişimdir ben, biliyorsun

Pazara gittim bugün

Kız çocukları koşuyordu pazar boyunca

Belki erkek çocukları da koşuyordu bilmiyorum

Ben sadece kız çocuklarını görüyorum onları seviyorum

Çünkü her kız çocuğu biraz yaralıdır

Çünkü her kız çocuğunun kalbini kıracak birileri bulunur

-benimki delikti unuttun mu?

Duvardaki yazılara baktım pazar boyunca

Sloganlar vardı; hak, hukuk, hürriyet

İsimler vardı yan yana; Beyza/Ahmet, Selçuk/Şirin

Tarihler vardı sevgilim

Yazamayacağım kadar çok vardı

Hepsine baktım

Hiçbiri bizim tarihimiz değildi

-gözümden iki damla yaş aktı

allahtan maske var kimseler görmüyor-

Çünkü bizim bir tarihimiz yoktu

Yerin dibine batsın bizi yazmayacak tarih kitapları diye bağırdım

Kahkahalarla güldü bana mahallenin delisi

Sevgilim,

Aynı şehirde doğmadık, aynı sokaklarda oyunlar oynamadık çocukken

Gençken aynı okullara gitmedik

Senin ve benim insan olmaktan başka ortak noktamız yok, ne yazık

Sokaktaki kediyi sevmeye çalıştım kaçtı benden

Beyaz-siyah, yeşil gözlü bir kedi

Mahalledeki tüm kediler nefret ediyor benden

Onları sevmeye çalıştığım için

-niye şaşırdın?

Sen de nefret etmedin mi benden

Seni sevdiğim andan itibaren

Her neyse bu bahsi kapatalım

Döndüm pazardan

Domates biber sarımsak biraz da patlıcan aldım

Poşet izleri çıktı ellerimde

Ellerim çok acıdı

Ama eve varınca geçer

Yükümü indiririm karanlık koridorumuza, hafiflerim

Ellerimi ufalarım sonra, azalır acısı

Keşke dünya acısı da azalsaydı böyle, eve varınca

Ama biliyorsun olmuyor

Ne evi?

Sürekli seyahatlere çıkıyordum azalsın diye

Seninle trenle Alplere bile gittik hatırlasana

Ama azalmadı

Ben seni suçlamıştım, sen kitaplarımı

Onlar beni sürüklüyormuş böyle saçma düşlere

Kızıyorsun her şiir okuyuşumda ağlayışıma

Onlar okumak içindir diyorsun ağlamak için değil

Ama ben şiirlere ağlamıyordum ki

Ben bize ağlıyordum

Evine ekmek götüremeyen babaya ağlıyordum

Atanamayan üniversite mezunlarına ve kendini bunun için benzinle yakan, yakan, yakan genç delikanlıya

Tecavüze uğrayan kız çocuklarına ağlıyordum

-onlar hep korkarlar hep korkarlar ve ağlarlar-

Evladının mezarını bulamayan annelere ağlıyordum

-ki onlar benden güçlüdür onlar hepimizden güçlüdür-

Cumartesileri buluşmayalım deyişim hep bundan

Ben tüm dünyaya ağlıyordum

bir tabloya ölüm haberi sığdırılmış iki milyon insan

Sevgilim,

Hastanede ve mapushanede zaman geçmez

İnsanın en büyük sınavı bedeni ve özgürlüğüdür

Zaten ikisi de birbirine benzer biraz

Özgür olmayan her insan biraz hastadır

Ve her hastanın özgürlüğü kısıtlanmıştır biraz

Bir de oralarda sevdiklerini bekleyen refakatçiler, görüşmeciler

Onlar da sınavdır

Sevdiklerini acı içinde bekletmek

Ah bekletmek

Ah beklemek

Yok yok bu kadar yeter

Bak sevgilim bahar gelmiş

Çiçekler tomurcuklanmış

Biliyorsun burada limon çiçekleri ne güzel kokar,

hele akşamları

Bir bilsen Akdeniz ne güzel şimdi

o da tuz kokar, yaramız içre

Keşke gelsen

Keşke acımız hafiflese

Keşke güzelleşse dünya

Keşke izin verseler kediler onları sevmeme, ah sen de!