Ateşe vermişsin yine yolları, uzaktasın. Bir şehir kurulmuş yeniden ama yoksun her şey yerli yerindeyken. Bir şarkı var, sadece ben duyuyorum. Gürültüyü bastırıyor, duyuluyor şehrin her yerinden. Yankısı gelir mi sakinliğimden? Göz gözü görmüyor. Sokaklar sarıyor bizden kalanları. İki can büyüttüm içindeyken, al birini ellerimden.   


Bir çığlık ki ben duyurmalıyım, sesi olmalıyım kimse duymuyorken. Etrafı bir telaş sarmış, dünya nimetleri kimseye yetmemişken. Bir selam almalıyım, izin almalıyım yitirilmişlerden. Tozu kaldırmalıyım gönüllerden. Görüyor musun, açılmış bir gonca değil, dikenlerden kurtulmuş bir bülbülüm ben. Rahatını bozuyorum ağıtların, gülümseyerek anacağım, konuşacağım. Şimdi başa sar geri, beni böyle bilmelisin sen.


Dönüşüyorum yeniden, dünya almış başını giderken. Zayıflığımı döküyorum eteklerimden. Kaldır başını yukarı, gözlerimiz buluşsun. Sana ulaşan serinliğim ben. Yakıcı sıcak bozulması gereken küskünlüklerden. Bana sitemlerine güller uzatacağım. Elimde avucumda ne varsa döktüm satırlara. Koru beni, kalbine hükmettiğin vakit. Olmasaydın adını kirletecektim sevmelerin. Olmasaydın bir ateşin içinde bulurlardı beni.


Zorsa, yavaşsa tamamlanması yörüngelerin, bir şarkı daha gelsin. Başlasın kavga, düşmelerden korkutmayan cesaretler gelsin. Düşelim yuvarlanarak. Yara bere içindeyiz ama aksın hünerlerimiz.


Başlasın durmalardan, bakmalardan oluşan saatlerim. Durduğumda sende ben, kokusunu alırım alemlerin.