bir şey biliyorum,

tüm bildiklerinizden önemli

kaypak ve ciddi

matematikten zor

felsefeden karışık

dinlerden uzak

allaha yakın


bir yaprakta yaşam döngüsünü görürsün

bir seste tanrı ruhunu sezersin

damarlarında kanlarını gezdirirsin

öyle bir şey biliyorum

tüm bildiklerinden derin


bir şey biliyorum

ne bağırılır camide

ne suya yatırılır kenisede

bir şey biliyorum

ne pazarda satılır

ne değirmende dövülür

bir tepeden düşer

bir yerden biter

varacağı yeri kendi seçer

öyle bir şey biliyorum


ne sandıydık serçelerle çarpan minik kalbi

ne umduyduk suya bakıp suyu göremeyen gözden

tepelerce koşup kuyularca düşmekten

bin bildiğimiz bir fayda etmedi

çıkıp çürük tahtadan kürsüye

sırtımda eski kralların yelesi,

eteğimde mahkumların özgürlük lekesi bağırsam milyonlarca ev olan insansız yurda

bağırsam beni duymayacaklara

bir şey biliyorum

tüm bildiklerinize bedel

öyle ki burada ve yalnız

ve her şeyi görmüşken

işitmişken tüm sözleri

güneşe dokunup göğe basmışken

ve toprağa eğilmişken üryan

bir şey bildim tüm bilinenlerden öte bilmemeye satamadım tek hecesini