Ben tabutlarıma saklanırım;

Kasıklarımıza ters keçi boynuzları

Eken ırgatlar gibi şimdi gökyüzünde

Göğsümüze gerilmiş zülüften haçları


Ne yaparsın?

Kan avlıyor yine mavi gölün beyaz göleti

Titreyerek açsa da halıları, kefenden perdeli tahta bir konaksa da yüreğim,

Bir yangın ki salıyor yüreğim incisine kanatları

Kalkıyor lüzum uçmaya; çünkü ben ki ben

Köprücüklerim arasına bir zeynel çiziyorum


Durmasınlar,

Bir vâveylâ işlesin körpeler, bir vâveylâ

Salsın tufânımızı ortasına şehrin,

Ve okusun aşkın salavatını; dudağımız

Artık dört etten kelebek figanları

Kıyâm dursa herkes bir zincir bir divan

Bir kolum cihanın başı, diğeri ayakları olsa

Ben çarmıhsam sen hain, ben tende sen canda

Boran gerdânımda, ıslak anlamlar zıddına kâim olsa ve hakikâtte ensem kuru,

Aşkıma sen derdim,

Vah ki ölmek için cân gerek!

Ölüne ben derdim hakikâtte,

Vah ki can için aşk gerek!