Hey siri
Kemiğini göster, yurdu ara
Ey alnıyla kurşun sayan
Ey yurdun meydanlarında bültenle
Aranmaya karşılık verecek çocuk adam
Kayıp ilanlarında büyüyorsun diye
Telefonunu göstermek zorunda değilsin
Ağzını dayadığın sudan
Evet buradan Yemen’de bir binanın zeminine
Yeminle birlikte içini de götür
Kapıda zımpara tutmayan bir izle
Gölgenin boyu ve yokluğu ölçülür
Çünkü dünya küçüktür sandım
Her Kiev’de bir kadın, bir Afgan
Her Kiev’de deriye batışı unutulan bir çivi
Her Kiev’de Şam çeliğiyle kanayan
Her Kiev’de tutsak bir Suriyeli vardır
Hey siri
Şimdilik rehberimi düzenleyecek kadar cesur değilim
Ölüyü görmekten çok adını görmemekten korkuyorum
Kendime yeni bir isim buldum dediğim gece
Belamı da buldum
Yaşamak adlı bir kaşıntı bu
Bedenimi yaralarından tanıyorum
Örneğin orospuların geçmediği yollar
Ve o yollardan taş toplama hevesi
Eteğim yırtılacak öyle günahkârım
Örneğin Ey Ukraynalılar
Örneğin demir
Çiçeğin çiçek olduğuna bir delil ararken
Ona denk gelinebilir merakı
Örneğin seyir defterine buradaydım değil
Buralıydım yazmak
Örneğin mülteci bir güneş olsun
Batakta çizlik el beklemek
Zar atmak örneğin tanrının şerefine
Kafa tutalım diye bir tiran aramakla
Yaşamak adlı bir uyuz bu
Son seferinde halka arz edilmiş bir tren
Rahme ve tetik parmağıma giren kramp
Hey siri
Ezberimden yeni sureler de okurum
Peki ya Ekber’i bulamazsam orada
Ben ondan korkuyorum